2 Şubat 2011 Çarşamba

Avcı Balıkçı

ilkellik eskiden, yani biz daha ilkelken, iğreti bişey olarak anlatılırdı ne kadar ilkelsin? sorusu teknolojiyi kullanma oranın ne?, kaçıncı yüzyılda yaşıyosun? tamam aynı yüzyıldayız ama yüzyıl uzun bi süre belki başlarındasındır, tamam hepimiz başlarındayız ama sen kaçıncı yüzyılda yaşadığımızı hissediyosun? sorularıyla aynı anlamda olup pek de iyi niyetle sorulmayan sorular olarak sorulurdu. Ancak bu son dönemlerde gözlemlerim kurs kayıtlarında ingilizce seviyeni ölçmek için yazılması istenen essaylarde topic olarak seçilmesi istenen 3 şeyden şehir mi kır mı? sorusuna kır, senin neslin mi iyiydi anne babanın mı? sorusuna anne baba, teknoloji ve onun götürdükleri getirdikleri? sorusuna götürdükleri cevabının verilmesi ve ingilizce bile savunulabilmesi dahası speaking bile yapılabilmesi, bana artık ilkelliğin gelişmiş toplumumuzda o kadar da ilkel görülmediğini ispatlayan olgular olmuştur diğer kanıtlarım, geçmişe olan özlemin anlatılması, dedelerin nerde o eski bayramlar cümlelerinin genel toplumda daha fazla rabet görmesi ve son olarak lost dizisi, gençlik lost dizisinin 3. sezonunun sonun da ki bu 3. sezonun sonu lostun izlenmeye başlamasının 3.gününe, final sınavlarının 5. gününe tekabül eder ve herkes abi dün hiç uyumadım bütün gün dizi izledim öyle sınava geldim gibi daha ilkel şartların özleminde olduğunu belli etmesiye son bulur ve etrafınızda ıssız adaya düşmek ve yanına üç şey almak isteyen daha doğrusu seni düşürmek ve yanına üç şey aldırmak isteyen insan sayısı bollaşır ki bende bu ilkel dönemlerimle ilgili anılarımı ilerleyen günlerde paylaşacağım,ki anlatmak istediğim asıl konu şimdi bu değil.

Nedir ilkel toplum, sosyoloji derslerinden az çok bildiğimiz, avcı toplayıcılar, bu adamcağızlar başlıkdan da anlaşılabileceği gibi avlanmış sonra toplamışlar, çok gezmişler, çok görmüşler ama en önemlisi hepsinin önemli bir görevi varmış grup içinde hepsi kedini önemli hisseiyormuş önemli bir karar alınacağı zaman hepsi biraraya gelirmiş, katılımcı ve büyüklerine saygılı çünkü grupta yaşlılarının sözü fazlasıyla geçermiş,üstelik günümüzde hala bu toplum türü bulunabilir katılmak istediğinize eminim kendilerini gine ve afrika da bulabilirsiniz. Daha sonra kır toplumları, ondan sonra tarım, ondan da sonra sanayi böyle böyle günümüze kadar gelişmişiz, gelişmişizde dünya bu, eğer daha gelişiyorsan bişeylerden ödün veriyosun işte adaya geri dönme isteği bundan verdiğin şey özgürlük, insanı mutlu eden şey özgürlük, özgür değilsen ki işyerinde değilsin artık önemli değilsin herşeye ve işine yabancısın büyük bir firma için onun büyük taşeron firmsında diğer büyük firmanın pet şişelerine kapak üretiyosun ve maaşında iyi belki ama ya senin yüzünden o pet şişelere bi kaç kapak daha az basılırsa işte ozaman dünyanın sonu geldi demektir çünkü üstün ki herkesin üstü vardır ve hayatının yarısından daha fazlasını geçirdiğin bu işyerin de hayatının en önemli amacı olan kapak üretmeyi tam yapamamışsındır, içinde biyerde işine yabancı olduğun için bunun okadr da önemli olmadığını düşünürsün ama senden dha önemlidir zaten sende önemsemediğin için kapaklar az basılmıştır oyüzden sen gitmeli kapak kalmalı ancak böyle olmasını istemediğinden kapağa daha fazla önem verirsin artık önemli değilsin kapak önemli dedelerin avcı toplayıcıykende işler önemliydi avlanmak ya da avlanmamak hayat meselesiydi bi farkı yok diye düşünebilirsin ama aç kalmak gerçekten hayattır senin avın da kapak diyebilirsin,zaten öyle görünüyor ama sorun tam da burda avcı toplayıcı toplumdan sonra gerçekten hiçbir zaman hayat meselesi olarak görülmez ama öyleymiş gibi davranılır ve haftanın 5 gününü ilk gününden yaşamamaya başlayıp 5. günü oh geldi deyip hafta sonunu tekrar pazartesi başlayacak sıkıntısıyla yaşayamaman. Ne ilgisi var avcı balıkçıyla daha geyik bir yazı yazacaktım buralara geldi onu da sonra anlatırım.

Hiç yorum yok: