8 Şubat 2011 Salı

küstük

Denizler altında 20000 fersah Profesör Aronnax, Dünyanın merkezine seyehat jeolog ve madenbilimci Profesör Lidenbrock, Balonla 5 hafta kâşif Doktor Fergusson, Doktor Ox'un Deneyi bilim adamı Dr. Ox, Madenin Esrarı mühendis James Starr.
Belki de gelmiş geçmiş en geniş hayal dünyasının, bizim aksimize bütün bu bilim gerektiren gelişmeleri bilim adamları dışında da yapılabileceğini hayal edememiş olması ne büyük hayal kırıklığı, işte bu yüzden aya gitmiyoruz küstük.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Bedri Rahmi Eyüboğlu ÇEM

Ne “Eşeğin Üzerinde Çocuklarını Taşıyan Anadolulu Köylü Kadın” motifi”*, ne de Karadut** şiiri yeterli , çok farklısın Bedri Rahmi Eyüboğlu, sadece büyük bir şair ya da büyük bir ressam olmaktan çok öte hatıran. Öyle çocuklar tanıdım ki ismini verdiğin yerde, pırlanta sönük kalır, yakut, safir, zümrüt yetersiz. Kendileri küçük kalpleri büyük insanlar onlar. Bu lafları giderken bile yüzümü güldürmek için hazırladıkları skeçler için ya da Bedri Rahmi’nin çocukları olarak yazdıkları şiirler yaptıkları resimler için söylemiyorum, Bilgisayarı bu yaşta bu kadar ustalıkla kullanıp, resimlerimden oluşturdukları video’yu giderayak gitmemen için izletip ağlattıkları için de değil. Gerçekten değerli oldukları ve dünya üzerindeki hiçbir maddi değerin bu değeri gerçekten aşamayacağı için söylüyorum. Her öğretmen onlar gibi öğrencileri olsun ister. Bu bana kısmet oldu. Ama artık her ders öğütler vererek kafanızı şişirmeyeceğim bu da benden size hatıra olsun, sadece unutmayın hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Belki üniversite de tekrar görüşürüz. Sizi seven Matematikçi Utku Hoca.
*Unicef çocukları yararına Amerika da kartpostal olarak basılan Bedri Rahmi Eyüboğlu motifi
** Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Agaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın a gülüm
Günahımsın, vebalimsin. Dizeleriyle başlayan ünlü Bedri Rahmi Eyüboğlu şiiri

Yalancısın yalancı...

Kendine ne affedici, başkasına ne düşman, kendine ne kıyamamak, başkasına hep hüsran, Herkes kral, olmayanlar kralcı, böyle olmadığını söylersen yalancısın yalancı...

4 Şubat 2011 Cuma

homo sum, nihil humanum a me alienum puto*

Gençken(genç 18-24 yaş arası, topluma açık yerklerde içki içemeyen kişi) latince cümleler kurmak, bilmek, akıllı kişilik belirtisiydi. Bunun yanında, bazı cümlelere çok gülerdik. kimi geçmişten gelen, kimi kendi uydurduğumuz cümleler, halka rağmen halk için, milliyetçi kominist gibi.
Artık topluma açık yerlerde içebildiğimize göre tekrar düşünmek gerek, vox populi vox dei** mi, halka rağmen halk için mi? Tarihe baktığımız da günümüzün aklıyla iyi veya kötü olan bütün devrimlerin halka rağmen yapılmış olanların çokluğunu görürüz, çok komik olansa eğer halk istemiyorsa, neden onlar için mücadele edildiğidir. ayrıca nerden geliyordur bu ego, onların iyiliğini sen nerden biliyosundur,ve neden hiç düşünmezler belkide onların zararına eylemler yaptıklarını.
Bu sorulara cevap vermeden önce halkın sesi her zaman hakkın sözü olmuş mudur? bunu düşünmek gerekir (hak tanrı anlamında da kullanılmaktadır)doğru ve adaletli olanı halkın bildiği düşünülür, zaten demokrasi de bunu gerektirir daha iyi bir yöntem bulunana kadar en iyidemokrasidir, ancak tarihte, halkın sözünün haklı olmadığı pekçok zaman görülmüştür. çünkü toplum yanlış yönlendirilebilir, yanlış bilgilendirilebilir veya bilgi eksikliğinden dolayı yanlış yönlenebilir, yanlış bilgilenebilir. Örneğin Hitlerin yükselmesi, başka nedenlerle de açıklanabilir, halkın bütün olarak, kötü bencil olduğunu da düşünebilirsiniz,yaptıklarına bakarak bunun gerçek olduğuda aşikardır ama asıl örnek bu, sizin bütün olarak olarak bi halkı kötü veya bencil bilmeniz yanlış yönlendirilmekten veya yönlenmekten kaynaklanıyor olabilir aynı onların yaptıklarının yanlış bilgilendirildiklerinden kaynaklanabileceği gibi. Böyle durumlar da halkın yanlış yolda olduğuna inanan veya yönlendirilen kişinin (doğru yapıldığını savunmamakla beraber sadece durum tespiti yapıyorum)halka rağmen halk için savaşması artık çokta komik gelmemektedir. birlikte şöyle bir düşünceyede sahip olabilirler. Halk, yaşadığı sistemin içinde sistemin parçası durumundadır,halk, sistem kendisiyle beraber yaşlanıp, bozulup, değiştiğinden bu değişimin olumsuz taraflarını göremez duruma düşer çünkü kendisi de kötülüğün parçası durumundadır. Ama gelecek nesil de halktır ve kurtarılması gerekir halk halktan korunmalıdır. Tabi insanların bu büyük sorumlulukları alması, kendine büyük misyonlar belirlemesi, daha büyük felaketlere ve daha büyük kötülüklere yol açabilir aslında kendine hiç misyon belirlemesi ve küçük düşünmesi de büyük problemlere yol açabilir. Sonuç olarak eğer küçük ve çok büyük sorumluluk yüklenmiş gruplar varsa orta seviyede misyonlar belirlemekte büyük felaketlere yol açabilir. homo homoni lupus***. Durum olarak hepsi anlaşılabilir hepsinin mantığı var komik değil sonuç olarak bizim gençken yaptığımıza da "Ad hominem****" deniliyor.

*ben insanım, insana dair hiç bir şey bana yabancı olamaz
**Halkın sesi hakkın(haklı olanın) sesi
*** İnsan insanın kurdudur.
****Bir argümana cevap verirken argümanı eleştirmekten ziyade argümanı yapan kişiye saldırmak

3 Şubat 2011 Perşembe

Üniversiteliler Bilmez

Bilmem farkındamısınız, haberler, üniversitelilerin bilmedikleri üzerine, zamanını doldurmaya başladı,ancak farkında olmamız gereken, bu değil, zaten bu durum aşikar, burnuna mikrofon dayanmış üniversiteli gençler, yok şunu tanıyor musunuz, yok bu nedir gibi, dünyanın en kolay sorularına cevap veremiyorlar, gösterilen bu. Zaten haberler dahil bir çok programın kurgu olduğunu biliyoruz, belli ki soruyu sorduklarının sadece 5 de 1'ni alıyorlar. Asıl soru Neden haberler böyle kurgulanıyor? Neden üniversiteliler bilgisiz, cahil olarak gösteriliyor? Bunun bikaç nedeni olabilir birincisi halk okumuş gençlerin kendisinden cahil olmasına bayılır, okumuş da ne olmuş, demek rahatlatır, kendini iyi hissettirir, kendisinin okuyamamış olması, yetersizliğinden değil şartlardandır ve bu çoğu zaman doğru olabilir ama okuyanların hepsi aptaldır, üniversitelilere bir başka bakış açısı da, ahlaksız oldukları yönündedir üniversiteli bütün kızlar yollu, erkekler p..tir. Ama bunlar aşağılık duygusunu şişirmek için yeterli değildir. Hem de aptal olmaları gerekir.Bu durum hah tamam şimdi oldu duygusuna ulaştırır. Ama neden televizyonlar bu sanrıları neden destekler. Bunun da bikaç nedeni olabilir en önemlisi para. Bide siyaset halk üniversitelilere kızar çünkü kendi gibi düşünmez çoğu da solcudur, solculuk ya dinsizliktir ya kürtçülüktür, çünkü televizyonlar aynı zaman da bunu da destekler solcuysan, ya bölücüsün ya da dinsiz. halkın senden nefret etmesi için bir neden daha, geçmişteki öğrenci olayları, adı üstünde öğrenci olayları diye geçer gazetelerde, olay çıkaran öğrencilerdir, hükümet değil,dahası polisle öğrenci çatışmaları, sonuç olarak halk kendisi gibi düşünmeyen kendisi gibi olmayan kesimi dışlamak ister, Televizyoncular da para ve siyaset için bunu destekler, ama farkında olunması gereken asıl nokta o basit sorulara cevap veremeyen üniversitelilerse halk zaten hiç cevap veremiyordur, bilmeyen üniversitelilerin oranı %40sa bilmeyen diğerlerinin oranı %80dir düşünün kendimize yaptığımız aşağılamayı.

2 Şubat 2011 Çarşamba

Avcı Balıkçı

ilkellik eskiden, yani biz daha ilkelken, iğreti bişey olarak anlatılırdı ne kadar ilkelsin? sorusu teknolojiyi kullanma oranın ne?, kaçıncı yüzyılda yaşıyosun? tamam aynı yüzyıldayız ama yüzyıl uzun bi süre belki başlarındasındır, tamam hepimiz başlarındayız ama sen kaçıncı yüzyılda yaşadığımızı hissediyosun? sorularıyla aynı anlamda olup pek de iyi niyetle sorulmayan sorular olarak sorulurdu. Ancak bu son dönemlerde gözlemlerim kurs kayıtlarında ingilizce seviyeni ölçmek için yazılması istenen essaylarde topic olarak seçilmesi istenen 3 şeyden şehir mi kır mı? sorusuna kır, senin neslin mi iyiydi anne babanın mı? sorusuna anne baba, teknoloji ve onun götürdükleri getirdikleri? sorusuna götürdükleri cevabının verilmesi ve ingilizce bile savunulabilmesi dahası speaking bile yapılabilmesi, bana artık ilkelliğin gelişmiş toplumumuzda o kadar da ilkel görülmediğini ispatlayan olgular olmuştur diğer kanıtlarım, geçmişe olan özlemin anlatılması, dedelerin nerde o eski bayramlar cümlelerinin genel toplumda daha fazla rabet görmesi ve son olarak lost dizisi, gençlik lost dizisinin 3. sezonunun sonun da ki bu 3. sezonun sonu lostun izlenmeye başlamasının 3.gününe, final sınavlarının 5. gününe tekabül eder ve herkes abi dün hiç uyumadım bütün gün dizi izledim öyle sınava geldim gibi daha ilkel şartların özleminde olduğunu belli etmesiye son bulur ve etrafınızda ıssız adaya düşmek ve yanına üç şey almak isteyen daha doğrusu seni düşürmek ve yanına üç şey aldırmak isteyen insan sayısı bollaşır ki bende bu ilkel dönemlerimle ilgili anılarımı ilerleyen günlerde paylaşacağım,ki anlatmak istediğim asıl konu şimdi bu değil.

Nedir ilkel toplum, sosyoloji derslerinden az çok bildiğimiz, avcı toplayıcılar, bu adamcağızlar başlıkdan da anlaşılabileceği gibi avlanmış sonra toplamışlar, çok gezmişler, çok görmüşler ama en önemlisi hepsinin önemli bir görevi varmış grup içinde hepsi kedini önemli hisseiyormuş önemli bir karar alınacağı zaman hepsi biraraya gelirmiş, katılımcı ve büyüklerine saygılı çünkü grupta yaşlılarının sözü fazlasıyla geçermiş,üstelik günümüzde hala bu toplum türü bulunabilir katılmak istediğinize eminim kendilerini gine ve afrika da bulabilirsiniz. Daha sonra kır toplumları, ondan sonra tarım, ondan da sonra sanayi böyle böyle günümüze kadar gelişmişiz, gelişmişizde dünya bu, eğer daha gelişiyorsan bişeylerden ödün veriyosun işte adaya geri dönme isteği bundan verdiğin şey özgürlük, insanı mutlu eden şey özgürlük, özgür değilsen ki işyerinde değilsin artık önemli değilsin herşeye ve işine yabancısın büyük bir firma için onun büyük taşeron firmsında diğer büyük firmanın pet şişelerine kapak üretiyosun ve maaşında iyi belki ama ya senin yüzünden o pet şişelere bi kaç kapak daha az basılırsa işte ozaman dünyanın sonu geldi demektir çünkü üstün ki herkesin üstü vardır ve hayatının yarısından daha fazlasını geçirdiğin bu işyerin de hayatının en önemli amacı olan kapak üretmeyi tam yapamamışsındır, içinde biyerde işine yabancı olduğun için bunun okadr da önemli olmadığını düşünürsün ama senden dha önemlidir zaten sende önemsemediğin için kapaklar az basılmıştır oyüzden sen gitmeli kapak kalmalı ancak böyle olmasını istemediğinden kapağa daha fazla önem verirsin artık önemli değilsin kapak önemli dedelerin avcı toplayıcıykende işler önemliydi avlanmak ya da avlanmamak hayat meselesiydi bi farkı yok diye düşünebilirsin ama aç kalmak gerçekten hayattır senin avın da kapak diyebilirsin,zaten öyle görünüyor ama sorun tam da burda avcı toplayıcı toplumdan sonra gerçekten hiçbir zaman hayat meselesi olarak görülmez ama öyleymiş gibi davranılır ve haftanın 5 gününü ilk gününden yaşamamaya başlayıp 5. günü oh geldi deyip hafta sonunu tekrar pazartesi başlayacak sıkıntısıyla yaşayamaman. Ne ilgisi var avcı balıkçıyla daha geyik bir yazı yazacaktım buralara geldi onu da sonra anlatırım.